Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 116

İ. Vakfın sona ermesi

İ. Vakfın sona ermesi

Madde 116 - Amacın gerçekleşmesi olanaksız hâle geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer ve mahkeme kararıyla sicilden silinir.

Yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmazsa; vakıf, denetim makamının ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağıtılır.

I-) Yargı Kararları:

1-) YHGK, T: 11.02.2004, E. 2004/18-52, K: 2004/68:

“… Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında, vakfın ekonomik gücünün amacın gerçekleşmesine olanak vermeyecek bir düzeyde olduğunun anlaşılması dağılmış sayılması için yeterli görülmektedir.

Somut olayda, gerek davacı kurum müfettişinin gerekse bilirkişinin saptamalarına göre, 1998 yılında 6.015.000.-, 1999 yılında 282.583.000.-, 2000 yılında da 590.000.000.- TL. safi geliri bulunan ve sahip olduğu Ağrı’daki taşınmazından gelir elde edemeyen, 1995 ve 1996 yıllarında hiçbir faaliyet göstermeyen 1997 yılında ise küçük çapta bazı faaliyetlerde bulunabilen, 1998 yılında amacı ile ilgili hiçbir harcama yapmayan, 1999-2000 yıllarında da sadece bazı fakir vatandaşlara yapılan yardım dışında amaca yönelik hiçbir faaliyette bulunmayan ve belirli bir gelir kaynağı olmayan vakfın senedinde; Türkiye’de ve Türk dünyasında yaşayan insanlarımızın tahsil terbiye ve ilim sahalarında gelişmelerini sağlamak, sanayi, iktisat, ticaret ve eğitim sahalarında araştırmalar yapmak ve yaptırmak, bu amacı gerçekleştirmek için sanayi iktisat sahalarında tesisler kurmak ve işletmek, ilk orta ve yüksek öğretim kurumları açmak, tedavi merkezleri kurmak ve işletmek, yurt içinde ve dışında ihtiyaç duyulacak yurt kurs ve lojman binaları yapmak, yaptırmak, bunların gerçekleşmesini sağlamak amacıyla yurt içinde ve dışında her türlü şirket kurmak kurulmuş olanlara iştirak etmek, özel veya resmi kuruluşlarla işbirliği yapmak, bunların yanında her türlü içtimai ve kültürel faaliyetlerde bulunmak, başarılı fakat yoksul öğrencilere burs vermek, ilmi konferanslar ve seminerler düzenlemek, maddi-manevi himayeye muhtaç kişilere ayni ve nakdi yardım etmek şeklinde çok çeşitli ve kapsamlı faaliyetlerin amaç olarak öngörülmüş olması dikkate alındığında, günümüzün ekonomik koşullarında yukarıda belirtilen miktarda malvarlığının bu amaca yönelik faaliyetlerden hiçbirisi için yeterli olmadığı açıktır. Bu şekilde bir ekonomik zaafiyet içinde bulunan vakfın, kurulduğu 1994 yılından bu yana verimli bir şekilde faaliyette bulunmamasının da yeterli malvarlığı olmadığından kaynaklandığı aşikar olup bu husus mahkemece de tespit edilmiştir.

Hal böyle iken, mahkemece vakfın sona erdiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, uygun bulunmayan gerekçelerle davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiştir. …” (Surlu, age, s: 47).

2-) Y. 18. HD, T: 31.01.2005, E: 2004/10197, K: 2005/141:

“… 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun … , 116. maddesinde de amacın gerçekleşmesi olanaksız hale geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde vakfın kendiliğinden sonra ereceği ve mahkeme kararıyla sicilden silineceği hükme bağlanmıştır. Yargıtay’ ın kararlılık kazanmış uygulamalarında, vakfın mal varlığının amacın gerçekleşmesini olanaksız kılacak şekilde azalmış olması, vakfın dağılmış sayılması için yeterli neden kabul edilmekte ise de, bu yetersizliğin araştırılıp belgeleriyle kanıtlanmış olması aranmaktadır. Bu bakımdan Yargıtay’ın denetimine de olanak sağlayacak şekilde vakfa ait faaliyet raporları, bilançolar ve ilgili diğer belgeler getirtilip gerektiğinde uzman bir bilirkişiye incelettirilerek rapor alınıp, vakfın senedinde belirlenen amaçları da gözetilerek, tüm mal ve hakları ile acz içinde olup olmadığı saptanmalı, vakfın acz içinde olduğu belirlendiğinde tasfiyeden arta kalan mal ve hakların intikalini düzenleyen Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 33. maddesi de dikkate alınarak, hâsıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan salt davacının iddiası esas alınarak davanın kabulü doğru görülmemiştir. …”

3-) Y. 18. HD, T: 07.10.2002, E: 2002/6044, K: 2002/9297:

“… Vakıf hukukunda aslolan kurucu iradenin muhafazası ve mümkün olduğunda vakfın devamının sağlanmasıdır. Somut olayda vakfın mal varlığının ve gelirlerinin amacın gerçekleştirilmesini olanaksız kılacak derecede yetersiz olduğu tam olarak kanıtlanmış değildir. Bir süre, vakıf senedinde öngörülen amaca yönelik faaliyette bulunulmadığı iddiası da yönetim zaafı ile ilgili olup, koşulları varsa Medeni Kanunun 112/2. ve Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 23. maddeleri doğrultusunda yöneticilerin görevden alınması istemine konu olabilir ise de, tek başına vakfın dağılması nedeni sayılamaz. Bu itibarla mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir. …” .

4-) Y. 18. HD, T: 22.01.2002, E: 2001/11295, K: 2002/463:

“… Yargıtay uygulamalarında, kurulan veya kurulacak olan bir vakfın vakıf senedinde, vakfın amacına ve bunun gerçekleştirilmesine yönelik olarak, Devletin faaliyeti kapsamında olan, başka bir deyişle kamu kurum ve kuruluşların görev ve yetkisinde bulunan hususlara yer verilmesinde, yasal bir engel olmadığı kabul edilmektedir. Zira vakıf, amacının gerçekleşmesi yönündeki çalışmalarını, ilgili yasa ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak ve gerekiyorsa yetkili ve görevli makamlardan izin almak suretiyle yapmak durumunda olup, amacı, kamu hizmetlerine yönelik bulunan bir vakfın faaliyetlerini de bu çerçevede düşünmek gerekir. O halde, davalı vakfın, amaç ve faaliyet alanının K.. Bakanlığının görev kapsamında oluşunun, Bakanlığın görev ve yetkisini müdahale ve yasaya aykırılık teşkil ettiği de söylenemez. …”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

F VAKFIN NİHAYETE ERMESİ

Madde 81 / A

(903 sayılı ve 13.07.1967 tarihli Kanunun 1. maddesi ile eklenen madde)1 Gayesinin tahakkuku imkânsız hale gelen vakıf kendiliğinden dağılmış olur.

Keyfiyet idare uzvu tarafından sicile tescil ettirilir.

Gayesi 74 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı hale gelen vakıf yetkili asliye mahkemesi tarafından, teftiş makamının müracaatı üzerine, taraflar çağırılıp duruşma yapılarak kararla dağıtılır ve sicile bildirilir.

Not: Hüküm 903 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramadan önce şu şekilde idi:

"E. I. İnfisah ve hâkimin feshi

Madde 80

Hukuku amme ahkâmı mahfuz kalmak üzere aile tesisleri ve ibadete müteallik bir hizmetin ifası için münhasıran diyanî olan tesisler teftiş ve murakabeye tabi değildir. Mezkûr tesislerin hukuku hususiyeye müteallik ihtilâflarının mercii halli, mahkemedir.

Gayesi gayrikabili husul bir hale gelen tesis, kendiliğinden münfesih olur. Gayesi kanuna yahut adabı umumiyeye muhalif olduğu takdirde tesis, hâkim tarafından fesholunur."

III-) Madde Gerekçesi:

Yürürlükteki Kanunun 81/A maddesini karşılamaktadır.

Yürürlükteki metin esas alınmakla birlikte, birinci fıkraya, “amacın gerçekleşmesi olanaksız hâle geldiği” deyiminden sonra “ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı” deyimi eklenmiştir. Bu fıkranın sonuna, yürürlükteki maddenin ikinci fıkrası, “ve mahkeme kararıyla sicilden silinir.” şeklinde değiştirilerek eklenmiştir. Böylece sicilden silinmenin yargısal denetim altında gerçekleştirilmesi amacı güdülmüştür.

Maddenin son fıkrasında “Yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyette bulunduğu sonradan anlaşılan veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmazsa” vakfın denetim makamının veya Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağıtılacağı öngörülmüştür.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

Bu madde için kaynak İsviçre Medenî Kanunu’nun iki hükmünü zikretmek gerekir:

1-) ZGB:

a-) F. Aufhebung

I. Von Gesetzes wegen und durch das Gericht

Art. 88

1 Die Aufhebung einer Stiftung erfolgt von Gesetzes wegen, sobald ihr Zweck unerreichbar geworden ist.

2 Sie erfolgt durch das Gericht, wenn der Zweck der Stiftung widerrechtlich oder unsittlich geworden ist.

b-) II. Klagerecht und Löschung im Register

Art. 89

1 Zur Klage berechtigt ist die Aufsichtsbehörde sowie jedermann, der ein Interesse hat.

2 Die Aufhebung ist dem Registerführer behufs Löschung des Eintrages anzuzeigen.

2-) CCS:

a-) F. Dissolution

I. De par la loi et par jugement

Art. 88

1 La fondation est dissoute de plein droit lorsque son but a cessé d’être réalisable.

2 La dissolution a lieu par jugement lorsque le but de la fondation est devenu illicite ou contraire aux mœurs.

b-) II. Droit de la requérir et radiation

Art. 89

1 La dissolution peut être provoquée par l’autorité de surveillance et par tout intéressé.

2 Elle est déclarée au préposé chargé de radier.

 

Not: Türk Medenî Kanunu’nın 116. maddesinin 1. fıkrası, İsviçre Medenî Kanunu’nun 89. maddesinin 2. fıkrasına tekabül etmektedir. Buna ilaveten İsviçre Medenî Kanunu’nun 88. ve 89. maddeleri 08.10.2004 tarihli Federal Kanun ile 01.01.2006 itibariyle değişikliğe uğramıştır.



1   RG. 24.07.1967; S: 12655.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X