Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
CookieWarningPanelAgreeButton
X

Madde 97

1. İfada sıra

VI. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde

1.   İfada sıra

Madde 97 - Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.

I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:

VI - Mütekabil taahhüdatı ihtiva eden akitte1

1 - İfanın tarzı

Madde 81 - Mütekabil taahhütleri muhtevi olan bir akdin ifasını talep eden kimse, akdin şartlarına ve mahiyetine nazaran bir ecelden istifade hakkını haiz olmadıkça kendi borcunu ifa etmiş veya ifasını teklif eylemiş olmak lâzımdır.

II-) Madde Gerekçesi:

Madde 96 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesini karşılamaktadır.

Tasarının tek fıkradan oluşan 96 ncı maddesinde, ifada sıra düzenlenmektedir. Öğreti ve uygulamada maddenin, “ödemezlik def’i”ne ilişkin olduğu bilinmektedir.

 818 sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan “VI. Mütekabil taahhüdatı ihtiva eden akitte / 1. İfanın tarzı” şeklindeki ibare, maddede ifa sırasının düzenlendiği göz önünde tutularak “VI. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde / 1. İfada sıra” şeklinde değiştirilmiştir.

Maddede kullanılan “karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme” şeklindeki terim ile, tarafların edimlerinin karşılıklılık (sinallagma) ilişkisi içinde bulunduğu borçlar hukuku sözleşmeleri kastedilmektedir. Aynı terim, öğretide “tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme” olarak da ifade edilmektedir. Meselâ, satış, kira, hizmet, eser ve ölünceye kadar bakma, Tasarının 96 ncı maddesi anlamında, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerdendir.

Metninde yapılan düzeltme ve arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.

III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:

1-) OR:

VI. Bei zweiseitigen Verträgen

1. Ordnung in der Erfüllung

Art. 82

Wer bei einem zweiseitigen Vertrage den andern zur Erfüllung anhalten will, muss entweder bereits erfüllt haben oder die Erfüllung anbieten, es sei denn, dass er nach dem Inhalte oder der Natur des Vertrages erst später zu erfüllen hat.

2-) CO:

VI. Dans les contrats bilatéraux

1. Mode de l’exécution

Art. 82

Celui qui poursuit l’exécution d’un contrat bilatéral doit avoir exécuté ou offrir d’exécuter sa propre obligation, à moins qu’il ne soit au bénéfice d’un terme d’après les clauses ou la nature du contrat.

IV-) Yargı Kararları:

1-) YİBK, T: 10.07.1940, E: 2, K: 77:

Haricen gayri menkul satılıp da bedeli satana ve gayri menkul de alana teslim ve bu suretle gayri menkul alanın intifaına terk edildiği ve ahiren bunlardan biri ferağdan veya teferruğdan imtina ettiği takdirde muteber olmayan bu satış zımnında her iki tarafın verdiğini istirdada hakkı mevcut ve satan aldığı parayı ve müşteri de gayrimenkulü iade vecibelerile mükellef bulunmuşlar ise de; bir taraf vecibesini ifa etmedikçe diğer tarafı ifayı vecibeye davet edemiyeceğine binaen aldığı bedeli iade etmeyen tarafın; diğer tarafı gayri menkulü iadeye icbar ve intifadan men’edemiyeceğine ve para iade olununcaya kadar gayri menkulden intifaa izin mevcut addedileceğine ve bu vaziyette yani verdiği bedel kendisine iade edilmeyen tarafın mütemerrid addine imkân bulunmadığına ve parası iade edilinceye kadar da intifa ettiği semerelerin tazminiyle ve ecri misil itasiyle mükellef tutulamıyacağına müzakere nisabı mevcudunun üçte ikisinin ittifakile karar verildi. (RG. 01.02.1941; S: 4723).

2-) Y. 14. HD, T: 30.01.2018, E: 2017/3352, K: 2018/717:

“… KARAR : Davacı vekili 21/01/2010 tarihli dilekçesi ile; davacının, davalı şirket ile aralarında 23.08.2000 tarihli sözleşme düzenlendiğini, sözleşmede dairenin satış bedelinin tamamının senetlerinin alındığı, markın aylık artışının %6’dan fazlasının alınmayacağının kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca 13 ada 62 parsel üzerine inşaat edilen ...Sitesi ... Blok ....kat ... numaralı mesken cinsli bağımsız bölümü ödeme planı uyarınca 75.000,00.DM karşılığında satın aldığını, dairenin 22.01.2003 tarihinde davacıya yazılı belge ile teslim edildiğini, 8 yıldır davacının kullanımında olduğunu, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/260 ve Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/343 E. sayılı dosyalarında açmış olduğu menfi tespit dosyalarının açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacının tüm ödemelerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalı arsa sahibi tapu maliki ... tarafından davacı aleyhine gıyabında görülen Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.05.2009 tarihli, 200/352 Esas -2008/231 Karar sayılı müdahalenin önlenmesi kararı alındığını; ancak taşınmazın tapu kaydı verilmediği gibi yüklenici şirket tarafından diğer davalı ...’e muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerek davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, aynen ifa ve talebinin kabul edilmemesi halinde 10.200.DM’nin fiili ödeme tarihindeki döviz kuruna göre hesaplanması sonucu toplam 33.193,00-TL’nin dava tarihi itibariyle işleyecek en yüksek avans faizi ile davalı arsa sahibi ve yüklenici şirketten tahsilini istemiştir.

Davalılar vekili, davacının davaya konu taşınmazı 2000 yılından beri kullanmasına rağmen tapusunu almadığını, bedelinin ödenmediğini, taşınmazın tahliyesine dair kesin hüküm bulunduğunu, taşınmazın tahliye edildiğini, taraflarınca kabul edilen 10.200-DM ve 5.000,00-TL çek bedelini ödemeye hazır olduklarını, bu miktara yönelik davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden, kabul edilen kısım dışındaki taleplerin reddini savunmuştur.

Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacının ödemesi gereken tutarın 75.000 DM. olduğu, satış bedelinin tamamı ödenmediğinden meni müdahale ve ecrimisil davası ile davalı satıcı şirket tarafından satış sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin kabul edilmesinin ve davacının tapu iptal ve tescil talebinin yerinde olmadığı, düzenlenen bilirkişi raporlarının hükme esas alınacak nitelik ve yeterlilikte olduğu anlaşıldığından, davacının davalı ... aleyhine olan davasının reddine, davacının davalı ... İnşaat Turizm Ticaret A.Ş. aleyhine açtığı davanın kısmen kabulüyle 31.151,46 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizini geçmeyecek oranda avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, ... Köyü 13 ada 62 parsel, Ö blok 19 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki tedbirin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına karar verilmiştir.

Hükmü, davacı ...vekili ve davalı ... İnşaat Tur. Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir. …

Dava, davalı ... ve dava dışı diğer arsa malikleri ile davalı yüklenici şirket arasında düzenlenen 29.12.1999 tarih, 48509 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici şirkete düşen 62 Sayılı parsel Ö blok 19 numaralı mesken cinsli ve 16.04.1999 tarih, 1650 yevmiye numaralı işlem ile davalı arsa sahibi ...adına kat irtifakı suretiyle tescil edilen bölümün davalı yüklenici şirket tarafından 23.08.2000 tarihli harici yazılı satış sözleşmesine göre davacıya temlik ve teslimine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde alacağın tahsili istemine ilişkindir.

Davalılar, 23.08.2000 tarihli alacağın temlikine dair sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini savunmuşlar ise de yüklenici şirket tarafından açılmayan ve konusu farklı olan müdahalenin önlenmesi hükmü, temlik sözleşmesinin feshine gerekçe gösterilmeyeceği gibi 6098 Sayılı Borçlar Kanununun 123. maddesi (818 Sayılı Borçlar Kanunun 106. maddesi) gereğince temlik sözleşmesinin fesih hakkının kullanılabilmesi için davalı satıcı yüklenici şirketin, bakiye bedel için uygun süre vererek davacıyı temerrüde düşürmesi gerekir. Belirtilen işlemler yapılmadığından davalı şirket, temlik sözleşmesinin feshedildiği savunmasını yasal delillerle ispat edememiştir. Bu sebeple davacının temlik sözleşmesi halen geçerlidir. Davacının 23.08.2000 tarihli sözleşmedeki temlik ve satış bedeli olan 75.000 DM’a karşılık 65.687,67 DM ödediği 18.04.2014 tarihli mali bilirkişilerin raporu ile belirlenmiştir. Bu durumda, davacının karşılıklı edimleri içeren temlik sözleşmesine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini isteyebilmesi için 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 maddesi, (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi) hükmü uyarınca öncelikle kendi edimini yerine getirmesi zorunludur.

Hal böyle olunca; temlik sözleşmesinde satış bedeli olarak belirlenen Alman Markı, 28 Şubat 2002 tarihinde yasal para olma özelliğini kaybederek tedavülden kalkmış bulunduğundan, davacının temlik sözleşmesine göre ödemesi gereken bedel 9.312,33 DM olduğundan davacının sözleşmedeki satış bedeli ile ödemiş olduğu bedel oranlanarak, davaya konu bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek satış bedelindeki oranlamaya göre saptanacak bakiye satış bedeli davalı yüklenici şirkete ödenmek üzere TBK 97 maddesi uyarınca birlikte ifa kuralı gereğince davacı tarafa depo ettirilmeli, ondan sonra davacının yüklenicinin halefi olarak tescil istemine hak kazanıp kazanmadığı değerlendirilerek, tapu iptali ve tescili talebi hakkında bir karar verilmesi gerekir. …”

V-) Yararlanılabilecek Monografiler:

Salamon Kaneti; Akdin İfa Edilmediği Def’i, İstanbul, 1962.

Neslihan Çukadar; Borç İlişkilerinde Def’i Hakkı ve İtirazlar, Ankara, 2014.

Cüneyt Pekmez; Borcun İfa edilmediği Defi (Ödemezlik Defi), İstanbul, 2021.


1   Maddenin Düstur’daki “I” şeklindeki kenar başlığı, “VI” olarak anlaşılmalıdır.

 


Copyright © 2017 - 2025 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X