Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
CookieWarningPanelAgreeButton
X

I. On yıllık zamanaşımı

Madde 146 - Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.

IV-) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları:

1-) YİBK, T: 29.02.1940, E: 31, K: 47 sayılı kararından:

Her ne kadar gayri menkulün haricen satışına ve satış vaadine müteallik akid ve muameleler kanunen muteber bulunmamış ise de satıcının memuru mahsus huzurunda ferağın icrasını ve aksi takdirde almış olduğu bedelin iadesini taahhüt etmiş ve alıcının da aralarında takarrür eden bedeli bu şartla satıcıya vermiş olmasına ve şu suretle şartın tahakkuk etmediği takdirde bedelin iadesi müteahhidünbih bulunmasına göre bu taahhütten doğan borçların haklı bir sebeb olmaksızın mal iktisabından tevellüd eden borçlar mahiyetinde olmadığından hadisede Borçlar Kanununun 66 ncı maddesinde yazılı müruru zaman müddeti kabili tatbik bulunmadığı ve mezkûr kanunun 125 inci maddesi mucibince kanunda başka suretle bir hüküm mevcud olmayan her dava 10 senelik müruru zamana tâbi tutulduğu cihetle bu misillû davalar 10 senelik umumî müruru zaman hükümlerine tâbi olduğu gibi satıcının rıza ve ihtiyarile taahhüdünü ifa edebileceğine göre bunun icrasını beklemek zaruretinde bulunan alıcı için ancak şartın tahakkuk etmediği ve ferağ ümidi münkati olduğu takdirde bedelin istirdadını davaya salâhiyet geleceğinden müruru zamanın da paranın verildiği tarihten değil, satıcının birrıza ferağdan nükûl ve imtina ettiği zamandan başlıyacağına ekseriyetle karar verildi. (RG. 30.04.1940; S: 4497).

2-) YİBK, T: 09.10.1946, E: 6, K: 12 sayılı kararından:

Bir kimsenin kanunlar uyarınca henüz malik olmadığı tapuda kayıtlı olmıyan bir gayrimenkulünü başkasına satıp teslim etmesi ilerde mülkiyet iktisabına yarıyan o mal üzerindeki fiilî tasarruf hakkını, zilyetliğini devre mahmul olduğu ve aynî bir hak olan zilyetliğin her hak gibi devri caiz ve muteber olup resmî şekle tabi bulunmadığı cihetle bu muamelenin tapulu gayrimenkullerin haricî satışlarına kıyas suretiyle kendiliğinden hükümsüz sayılamıyacağına ve böyle bir devre karşı aldanma, rıza fesadı ve saire gibi sebeplerle vukubulan sataşmalarda (taarruzlarda) diğer tarafın zaman aşımına veya hak düşüren sürelere dayanarak savunmaya hakkı olacağı gibi dâva sebebine bakılarak hâdiseye uyan zaman aşımı veya hak düşüren süre hükümlerinin uygulanması gerekeceğine ve bu arada yerine göre Borçlar Kanununun (125) inci maddesinde yazılı 10 senelik zaman aşımının uygulanabileceğine ve böylece hâdisede Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinin kurduğu içtihadın doğruluğuna 9/10/1946 tarihli toplantıda reylerin üçte ikiyi aşan çokluğu ile karar verildi. (RG. 20.06.1947; S: 6637).

3-) YİBK, T: 15.03.1950, E: 29, K: 5 sayılı kararından:

Binaenaleyh yukarıda yazılı sebep ve mülâhazalara ve aradaki bağıt münasebetine göre mutemede verilen paranın, mahsubu yapılmamasından dolayı istirdadına müteallik dâvaların 10 senelik zamanaşımına tabi olduğuna bir muhalif oya karşı çoğunlukla 15/3/1950 tarihinde karar verildi. (RG. 30.06.1950; S: 7546).

4-) YİBK, T: 24.12.1951, E: 1, K: 6 sayılı kararından:

Yukarıda izah olunan sebeplere binaen; Medeni Kanun’un 658 inci maddesinin son fıkrasındaki bir aylık müddet gibi, 10 yıllık müddetin de kanuni şuf’aya tatbiki gerektiğine ve 10 yıllık müddetin kanuni şuf’aya tatbikinde başlangıcın meşfuun satışı tarihi olması iktiza ettiğine, kanuni şuf’a hakkının kullanılmasından önce Borçlar Kanununun 125 inci maddesinin tatbiki bahis mevzuu olmayıp zamanaşımının hakkın kullanılması neticesinde tahassül eden ve mülkiyetin devrini istemekten ibaret bulunan şahsi mutalebe hakkı bakımından bahis mevzuu olduğuna ilk toplantıda üçte iki çoğunluk olmadığından ikinci toplantıda mevcudun üçte ikisini geçen çoğunlukla 26/12/1951 tarihinde karar verildi. (RG. 12.04.1952; S: 8084).

5-) YİBK, T: 03.02.1954, E: 21, K: 4 sayılı kararından:

… izah olunan sebeplere binaen, Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü memurları tarafından ve Umum Müdürlük aleyhine ikame edilen intibak hatasından mütevellit tazminat dâvalarının Borçlar Kanununun 125 inci maddesindeki 10 yıllık müruru zamana tabi bulunduğu yolundaki içtihadın isabetli olduğuna 3/2/1954 tarihinde üçte ikiyi geçen oyçokluğu ile karar verildi. (RG. 05.03.1954; S: 8650).
Copyright © 2017 - 2025 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X